Aslında bütün çocuklar zengindir. Doğaldırlar, dürüsttürler, dünyaya gözbebeklerinin hakkını vere vere, renkli renkli, zengin zengin bakarlar. Sonra, doğallıklarını, dürüstlüklerini kaybetmeye başlarlar. Doğallıklarını ve zengin bakış açılarını, ana babalarına, öğretmenlerine, müfredatlarına, komşu teyzelerine ödünç vermeye başlarlar ve giderek fakirleşirler. Dikdörtgen olur dünyaları, yalnızca parayı görürler. Belki çok para kazanırlar ama artık fakirdirler.
Çocuklar çoğunlukla kendilerini terk ederler büyürken, doğadan, kendilerinden, hatta yıldızlardan uzaklaşmaya başlarlar. Kendi vücutları içindedirler, göğün altında, toplumun ortasında gözükürler ama orada yokturlar, terk etmişlerdir. Kendi varlıklarını, toplumu, doğayı terk etmişlerdir. Yaşamı terkilerinde taşırlar, kendilerince ciddi işlerle uğraşıp yaşamı yedekte yaşarlar, gerçek benliklerini yedekte tutarlar. Yabancılaşırlar, maskeli yaşarlar, dünyaya donuk yüzlerle bakarlar, zanginliklerini yitirirler.
Üstün Dökmen'in "Ladesçi" Kitabından Alıntı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder